Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Kilis’in Suriye sınırındaki Gülbaba köyünü ziyareti sırasında bir vatandaşın evine konuk oldu.
Köy halkının ellerindeki Türk bayraklarıyla tekbir getirerek sevgi gösterisinde bulunduğu Akdağ, gazetecilere yaptığı açıklamada, Kilis ve Reyhanlı’ya atılan roketlerle ilgili “Doğrudan doğruya sivil halk hedef alınarak yapılan atışlar. Şu bayrak tutan delikanlılar bizim canımız ciğerimiz. Onların bir tek kılına zarar görmesine tahammül edebilir miyiz?” dedi.
Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduklarını yineleyen Akdağ, Zeytin Dalı Harekatı’nın terörü temizlemek için yapıldığını vurguladı. Akdağ, dünyanın bunu iyi anlaması gerektiğine işaret ederek şöyle konuştu:
“Türkiye, aslında batı dünyası içinde mücadele vermektedir. Şu anda NATO’nun müttefiklerimizin, bu mücadeleyi desteklemesi gerekir. Bugün basın aracılığıyla bir bilgi aldım, PKK/PYD, DEAŞ’lı bazı esirleri Türk ordusu ve ÖSO güçleriyle mücadele etsinler diye serbest bırakıyormuş. Aslında bu haberler bize şunu gösteriyor: DEAŞ veya PYD/PKK olması fark etmez ki adının değişmesi bir şeyi değiştirmez. Bunların hepsi insanlığa zulmeden, insanlık düşmanlarıdır. Dolayısıyla tüm dünyanın bu düşmanlığa birlikte karşı çıkması gerekir.”
Akdağ, bir gazetecinin “Afrin’de de Cerablus gibi yeni bir yaşam kurulabilir mi?” şeklindeki sorusunu “Afrin’de de aynı tablonun olmasını temenni ederiz.” şeklinde cevaplandırdı.
Akdağ, Kilis’in Suriye sınırındaki Gülbaba köyünde konuşlu 3. Hudut Taburu’nu ziyaret ettikten sonra gazetecilere yaptığı açıklamada ise askerlerin yüksek morale sahip olduğunu gözlemlediklerini ifade etti.
Görüştüğü bir askeri personelin kendisine “Biz Türk milletine emanetiz. Türk milleti de bize emanet” dediğini aktaran Akdağ, bunun memnuniyet verici olduğunu dile getirdi.
Akdağ, Hatay ve Kilis’e atılan roketlerin harekatın gerekliliğinin de kanıtı olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi:
“Bunu tüm dünyanın görmesi lazım. BM Güvenlik Konseyi toplantıya çağrılmıştı. Buradan hemen sınırdan bunu Batı’nın, NATO’daki müttefiklerimizin, BM’nin görmesi lazım. Hemen yanı başımızda büyük bir terör ordusu konuşlanmış durumda. Bugün Türkiye kendi güvenliği ve komşudaki kardeşlerinin huzuru için bu operasyonu yapıyor ama biz burada tüm müttefiklerin ve dostların desteğini bekliyoruz. Biz bunu halledebilecek güçteyiz hamdolsun ama desteği bekliyoruz.”
Başbakan Yardımcısı Akdağ, bir tarafta Türk ordusunun mücadelesi, bir taraftan da Suriye’de kendi ülkesinin özgürlüğü için mücadele eden ÖSO güçlerinin bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Özgür şekilde ülkelerinde yaşamak onların da Suriye halkının hakkı bu. Türkiye’de yerleşik olan 3,5 milyon Suriyeli sığınmacı kardeşimizin kendi ülkelerine dönmek hakkı. Bugün bunun mücadelesi veriliyor. Bölgede gücü olan tüm devletlerin de bunun mücadelesini vermesi gerek. Bir takım güçler, kendi menfaatlerinin peşine düşerse insanlar daha çok mağdur olur. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız, kendi ülkemizin güvenliğini sağlamaktayız.”