Zonguldak’ta yaşayan çift geçimsizlik yüzünden boşanma kararı almıştı. Baba Erdem Tülübaş, evde olmadığı sıralarda eşinin kızına kötü davrandığını düşünüyordu. Bu düşüncesinin sebebi ise küçük kızın vücudunda gördüğü morluklardı. Bunun üzerine Tülübaş kendi evine gizli kamera yerleştirdi ve korkunç gerçeklerle yüz yüze geldi.
Zonguldak’ın Gökçebey ilçesinde yaşayan çift 4 yıl önce aile dostlarının kendilerini taşıştırmasıyla dünya evine girme kararı aldı. Çiftin 2 yıl önce Esila ismini verdikleri bir kız çocukları dünyaya geldi. Erdem Tülübaş esnaflık yaparak hayatını idam ettirmekteydi. Tülübaş akşamları işten geldiğinde kızının acı çektiğini görüyor ve kızının vücudunda morluklar fark ediyordu. Durumdan şüphelenen Tülübaş eşinden habersiz kendi evine gizli kamera yerleştirdi. Kamera görüntülerini inceleyen Tülübaş, korkunç gerçekle yüz yüze geldi. Görüntülerde eşinin, kendisinin evde olmadığı zamanlarda kızları Esila’yı acımasızca dövdüğüne tanıklık etti.
Görüntüleri izledikten sonra büyük şok yaşayan Tülübaş, soluğu karakolda aldı.Görüntüleri izleyen polisler dayakçı anne Tuğba Tülübaş’ı göz altına alarak sorgulamaya başladı. Sorguda kızını dövdüğü iddialarını yalanlayan Tuğba Tülübaş, görüntülerin izletilmesinin ardından savcılığa gönderildi. Eşinden şikayetçi olan Tülübaş, görüntüleri delil olarak sunarak, eşinin 3 ay için evden uzaklaştırılmasını sağladı.
Tuğba Tülübaş, uzaklaştırma aldığı süreyi geçirmek üzere ailesinin ikamet ettiği Çorlu’ya giderken, Erdem Tülübaş ve kızı Esila ise Zonguldak’ta kalmaya devam ettiler. Her iki taraf da ayrı ayrı boşanma davsı açarken, dayakçı anne Tuğba Tülübaş, dava süreci tamamlanıncaya kadar kızının vekaletini aldı. Savcılık tarafından verilen evden uzaklaştırma süresi dolar dolmaz ise elindeki mahkeme kararı ile birlikte yanına polisleri de alan Tuğba Tülübaş, dayak atarak eziyet ettiği kızı Esila’yı zorla eşinin elinden aldı.
Baba Erdem Tülübaş, mahkeme kararı ile kızının velayetinin dayakçı anneye verilmesiyle bir şok daha yaşadı. Erdem Tülübaş’ın avukatının yaptığı açıklamada ise Çorlu’da açılan dava neticesinde minik kızın velayetinin geçici olarak anneye verildiği, ancak buradaki mahkeme heyetine de Erdem Tülübaş tarafından çekilen görüntülerin iletilerek, minik kızın velayetinin dayakçı anneden geri alınacağını söyledi.
Erdem Tülübaş, kızının velayetinin dayakçı anneye nasıl verildiğini anlamadığını söyleyerek, “İşten eve her gelişime kızımın vücudunda muhtelif morluklara, kızarıklıklara rastlıyordum. Eşime nasıl olduğunu sorduğumda ise düştü, oraya vurdu, buraya vurdu gibi geçiştiren cevaplar veriyordu. Kendi kendime bu çocuğun her gün nasıl başına böyle şeyler geliyor diyerek şüphelendim. Kendi evime gizli kamera koydum. Görüntüleri izlediğimde adeta dumura uğradım. Derhal görüntüleri de alarak polisin yolunu tuttum. Savcılık 3 ay uzaklaştırma verdi ancak 3 ayın sonunda kızımın velayeti o caniye verildi. Çorlu’da görülen davanın hakiminin görüntülerden haberi yok. Böyle bir durumdan haberdar olsa kızımı ona vermezdi. Onun avukatının da bu durumdan bilgisi yok. Çorlu’da görülen davada da görüntüleri delil olarak sunacağım. Kızımın o caninin elinde kalmasına izin veremem. Benim yanımda bile bunları yapan kim bilir kızıma orada neler yapıyor. Sosyal hizmetlere başvurdum. Kızımın her gün kontrol altında tutulduğunu söylediler. Ancak ben çocuğumun hayatından endişeliyim.” şeklinde konuştu.
Çocuğunun velayetini almak için elinden geleni yapacağını aktaran Erdem Tülübaş,” Öz anne çocuğuna nasıl böyle davranır anlam veremiyorum. Ben evden çıktıktan sonra adeta içinden bir canavar çıkıyormuş. 2 yaşında bir çocuğa defalarca tokat atıyor, yerlere fırlatıyor. Kaybolan eşyalarını bulamayınca hıncını çocuktan çıkartıyor. Çocuk ağlamaktan helak oluyor, çaresiz yavrum kaçacak delik arıyor. Çocuğun içler acısı haline bir an olsun acımadan dönüp arkasını çekip gidiyor. Böyle bir caniliği öz anne nasıl yapar. Mahkeme de bu görüntüleri izledikten sonra çocuğumu ona vermeyecektir. Çocuğum gittiğinden beri boğazımdan bir lokma dahi geçmedi.” dedi.