Sivillere yargı muafiyeti veren Kanun Hükmünde Kararname ile çıkarılan maddeyi eleştiren Abdullah Gül ve Ak Parti kökenli siyasetçilere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yanıt gecikmedi.
Ak Parti Kastamonu 6. İl Kongresine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şu ifadeleri kullandı.
“Hale bak ya. Çıkıyor ne konuşuyor? Söylediği şeye bak, ‘tek tip elbiseyle’ ilgili. ‘Onların yakınları yok mu, onları o halde gördükleri zaman ne yapacaklar, üzülmeyecek mi, şöyle olmayacak mı, böyle olmayacak mı?’ Ya sen ne cins adamsın be. Sen, benim 251 şehidimin yakınlarını düşünmüyorsun, sen benim 2 bin 193 gazimin yakınlarını düşünmüyorsun. ‘Onların acaba yakınları, evlatları, kardeşleri şehit olduğu zaman ne yaptılar, ne yapıyorlar’ diye soruyor musun? Bunu düşünüyor musun? Yok.”
Erdoğan, Suriye halkının kendi iradesine sahip çıkmak için başlattığı mücadelenin, terör örgütleri ve onları destekleyen güçler eliyle büyük bir felaketle neticelendiğini belirtti.
Benzer durumla Irak’ta da karşılaşıldığına işaret eden Erdoğan, coğrafyanın kadim bölgesinin ve şehirlerin yerle yeksan edildiğini ifade etti.
“Halep’in, Kerkük’ün acısı hala tüm canlılığıyla yüreğimizdedir.” diyen Erdoğan, Suriye halkına, önce kendi vatandaşlarına devlet terörü uygulayan zalim yönetimin baskısıyla daha sonra DEAŞ zulmüyle şimdi de PKK’nın uzantısı örgütler eliyle kan kusturulduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 bin kilometrekarelik bir alanın kontrol altına alındığını bildirerek, şöyle devam etti:
“İdlib bölgesindeki operasyonumuzu tamamlamamız ile birlikte buraya da önemli bir geri dönüş olacağını düşünüyoruz. Aynı şekilde Afrin’i ve Münbiç’i teröristlerden arındırdığımızda buraların asıl sahibi olan kardeşlerimiz, evlerine yeniden kavuşacaklardır. Ardından Tel Abyad ve Resulayn’dan başlayarak, tüm sınır bölgelerimizi güvenli hale getireceğiz. Çünkü sınır bölgelerimiz, bir terör koridoru olarak bize tehdit oluşturuyor. Hiç kimse bize sadece Kilis’te şehir nüfusunda daha fazla bir sığınmacı barınırken, sınırın karşı tarafındaki güçlerin terör örgütü olmadığını iddia edemez. Madem Suriye’de her şey güllük gülistanlık, 3 milyonun üzerinde insan niye bizim topraklarımızda yaşamaya devam ediyor? Çünkü biz de bu insanlar da biliyor ki sınırın öte tarafında sadece örgüt isimleri, sadece örgüt işaretleri değişiyor, zulüm baki. Dün zalimin adı rejimdi, dün zalimin adı DEAŞ’tı, bugün zalimin adı YPG/PYD’dir. Biz DEAŞ’a ne yaptıysak bu örgüte de aynısını yapacak ve mutlaka sınırlarımızın ötesini güvenli hale getireceğiz.”
ABD’nin PKK/PYD’ye silah yardımını eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Artık bir şey bizi özellikle rahatsız ediyor, yüzümüze başka konuşulmasından, gözümüzün önünde başka işler yapılmasından bıktık, usandık. Dürüst olun, dürüst. Yok, bunlarda dürüstlük yok. Ne diyor Akif, ‘Sözleriyle özleri arasında benzerlik olmayanlar.’ İşte bunlar o. Bunlar bize çok zaman kaybettirdi. Bizzat şahsıma bölgedeki örgütlere silah verilmeyeceği söylendiği günden beri yüzlerce tır değil, 4 bini aşkın tır, silah yüklü, zırhlı taşıyıcı yüklü. Bunlar Suriye’de sınırlarımız boyu dağıtılmakla kalmadı, bir de önümüzdeki yılın bütçesine bu iş için ödenek konuldu.
Aldığı bu destekten dolayı şımaran bölücü terör örgütünün azgınlığı her geçen gün artıyor. Dolayısıyla artık sözün bittiği yerdeyiz. Bundan sonra sadece ve sadece icraata, uygulamaya bakacağız. Biz Suriye’de, Rusya ve İran’la nasıl çalışıyorsak Amerika ile de aynı şekilde çalışmak istiyoruz. Sorun Amerika’nın bizimle çalışmak isteyip istemediğidir. Şayet Amerika bizimle çalışırsa memnun oluruz. Birlikte neler yapabileceğimize bakarız. Bize bir adım atana, biz misliyle mukabele etmekte çekinmeyiz. Esasen aramızda çözemeyeceğimiz hiçbir sorun da yoktur. Biz Amerika ile NATO’da beraberiz, stratejik ortağız ama stratejik ortağın ile hareket etmeyeceksin, terör örgütleriyle bir başka terör örgütüne karşı savaşacaksın. Böyle bir şey olabilir mi?”
Erdoğan, ABD’nin vize kısıtlamasını kaldırmasına ilişkin, “Vize krizini kendileri başlattılar ama şimdi de sağ olsunlar kendileri bitirdiler. Ne güzel. Biz böyle bir vize krizi istemedik ki. Şimdi kalktı, olması gereken buydu zaten. Suriye meselesinde de aynısının olmaması için bir sebep yoktur.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin içeride ve dışarıda karşılaştığı tüm sorunlara çareler ararken, birilerinin de ısrarla suni gündemler peşinde koştuğunu söyledi.
Bunun son örneğinin geçen günlerde yayınlanan KHK’de yer alan bir düzenlemede yaşandığını hatırlatan Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından o gece yaşanan hadiselerin ve yürütülen mücadelenin hukuki altyapısını oluşturmak için pek çok KHK yayınlandığını anımsattı.
Bazı kanunlar çıkarıldığını bildiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Mesela 27 Temmuz 2016’da, yani darbe girişiminden yaklaşık iki hafta sonra bir KHK çıkarmışız. Bu kararname ile darbe girişimi ve bunun devamı niteliğindeki olaylarda görev alan kamu görevlilerinin vazifelerini yerine getirirken aldıkları kararlar ve eylemlerinin hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluk doğurmayacağı hükmünü o zaman getirmişiz. Üstelik bu kararname Mecliste de görüşülerek yasalaşmıştır. Yani tüm milletvekillerinin bu ifadeden ve içerdiği hükümden ayrıntılı bilgisi var. Benzer ifadeler yine 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili şehitlik, gazilik, tazminat konularını düzenleyen çeşitli KHK’lerde de ayrıca yer almıştır. Daha sonra aynı hükümleri içeren düzenlemeye 15 Temmuz’da kahramanca ve cesaretle, darbecilere karşı koyan sivil vatandaşlarımız için de ihtiyaç duyulduğu görülmüştür.”
Erdoğan, yayınlanan son KHK’de daha önceki ifadelerin aynısıyla bu konuda bir düzenleme yapıldığını, her nedense bir anda büyük bir gürültü kopartıldığını ifade ederek, “Bana göre büyük bir gürültü değil, bunu da söyleyeyim. Tuhaf kampanyalar başlatıldı. Hatta içimizden bazıları da bu kampanyaya katıldı. Tabii üzüldük, yapmamaları gerekirdi. Ama bu katılanların ne yazık ki 16 Nisan’da da aynı kampanyaya katıldığını görüyoruz. 16 Nisan’da da bugün bu kampanyaya katılanlar o zaman ‘evet’ demediler, ‘hayır’ dediler. Niye? Onlar bu işleri çok iyi biliyorlar. Ya biz bir yolda beraber aynı dava arkadaşı değil miyiz, gönüldaş değil miyiz? Nasıl oluyor da bir anda affedersiniz gidip Bay Kemal’in kayığına biniyorsunuz. Nasıl olur?” diye konuştu.
Özellikle CHP’nin bazı milletvekillerinin her türlü terbiye, ahlak ve haysiyet çizgisinin dışına taşan sözlerle güya hükümete ama aslında millete hakaret etmeye başladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Hele anamuhalefetin bir Muğla milletvekili var ki terbiyesiz, ahlaksız, burada tekrarlamaktan haya edeceğim, utanç duyacağım ifadelerle benim milletime saldırmıştır. Üstelik de güya hukukçu olan bu kişi, şu ana kadar çıkan hiçbir KHK’yi okumamıştır. Tabii şimdi milletvekillerimiz bu adamla ilgili dava açacak, açmaları lazım. Mecliste görülen yasadan da haberi yok. Çünkü aynı ifade hepsinde de var. Cehalet paçalarından, terbiyesizlik bunların suratından akıyor. Partisinin başındaki zata özenmiş olacak ki, bu şekilde ortaya atılıp milletimize saldırma cüreti gösteriyor. Tabii biz bunların tıynetini, cibilliyetini çok iyi bildiğimiz için açıkçası yaptıkları terbiyesizliğe şaşırmadık. Bizi şaşırtan, hiç beklemediğimiz bazı gelişmeler. Bu husumet kervanına bizim dava arkadaşlarımızdan bir kısmı nasıl katıldı, nasıl katılıyor. Yazıklar olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyelim ki bu kararnamede özellikle geçen ifadenin sıkıntısı yeni anlaşıldı. Yapılacak iş gayet basittir, ilgili yerlere bu görüşler iletilir, konuşulur, tartışılır ve gereği yapılır. Doğrusu budur. Bunun yerine CHP’nin ve birtakım terör örgütlerinin sırf millete hakaret etmek için açtıkları bir yoldan gitmenin adı olsa olsa fırsatçılıktır.” dedi.