Kıbrıs Merkez Bankası’nın son verilerine göre, Kıbrıs’ta özel borcun GSYH’ye oranı, 2015’in ilk çeyreğinin sonundaki zirvesinden Mart 2023’ün sonuna kadar önemli bir düşüş gösterdi.
Bu oran, önceki en yüksek seviyesi olan %353’ten 135 puan düşerek %218’e ulaştı. Bu şüphesiz olumlu bir gelişme, ancak CBC’nin yaptığı açıklama arzulanan çok şey bırakıyor.
CBC, bu genel düşüşü öncelikle iki faktöre bağlıyor: Nominal GSYİH büyümesi (payda etkisi) ve kredi zararları. Temelde, pozitif ekonomik büyüme olmadan, özel borcun azaltılması, yalnızca kredi silinmeleriyle bile imkansız olmasa bile zorlayıcı olacaktır.
Kredi silme işlemleri, bu dönemde ticari bankaların portföylerindeki büyük miktardaki takipteki kredilerin (NPL) yönetilmesinde önemli bir rol oynadı. Pimco’nun Kıbrıs’taki Themis’i gibi bazı kredi yönetimi şirketleri bu uygulamayı sürdürdü. Örneğin, önemli takipteki alacak paketleri satın alan Themis, 200 milyon avroluk yeniden yapılandırmayı tamamladı ve belirli koşullar altında toplam 50 milyon avroluk zarar silmeyi kabul etti. Apollo, Gordian, Dovalue ve Altamira gibi diğer şirketlerin verileri mevcut olmasa da, onların da benzer silme uygulamalarına girmeleri muhtemeldir.
Azalmaya rağmen, Kıbrıs’taki özel borç, özellikle 2013 mali krizinden önce verilen ve daha sonra kredi geri satın alma şirketlerine devredilen veya satılan eski kredilerin önemli bir kısmının dahil edilmesi nedeniyle, diğer avro bölgesi ülkeleriyle karşılaştırıldığında yüksek kalıyor. Bu durum şu ana kadar uygulanan politikaların özel borcu etkili bir şekilde azaltmadığının altını çiziyor. Ne elden çıkarma çözümleri ne de Estia projesi gibi girişimler beklenen sonuçları vermedi.
CBC, nominal GSYİH büyümesi devam ettiği sürece Kıbrıs’taki özel borcun önümüzdeki yıllarda azalmaya devam edeceğini öngörüyor. Özellikle kredi yönetim şirketlerinin elindeki borçların konsolidasyonuyla birlikte, özel borcun GSYH’ye oranının Avrupa Komisyonu’nun %133 eşiğinin altına düşürülmesinin önemini vurguluyorlar. Bu konsolidasyon, borç yeniden yapılandırma ve kurtarma çözümlerinin uygulanmasını ve ipotekli mülklerin satışını düzenleyen, tasfiyelerin amacına uygun mevzuatın uygulanabilirliğini sağlamayı ve sorunlu uzun vadeli kredi portföylerinin Kıbrıs ekonomisi üzerindeki yükünü azaltmayı içeriyor.