Ozan Arif adıyla tanınan Arif Şirin, Samsun’da 70 yaşında hayatını kaybetti. Bir süredir Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde tedavisine devam edilen Ozan Arif, sabah erken saatlerde yaşamını yitirdi.
Ülkücü camiada Mustafa Yıldızdoğan, Ahmet Şafak, Ali Kınık ve Atilla Yılmaz ile birlikte en bilinen simalardan olan Ozan Arif Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde saat 04.50’de hayatını kaybetti. Ozan Arif’in uzun süredir gırtlak kanseri tedavisi gördüğü öğrenildi. Ozan Arif’in ölümü ülkücü camiayı yasa boğdu.
Arif Şirin veya Ozan Arif (d. 10 Haziran 1949; Alucra, Giresun), Türk öğretmen, halk ozanı, şair, şarkı sözü yazarı ve bestekâr.
Alucra’nın Yükselen köyünde doğdu. Babasının memuriyeti nedeniyle ilk ve ortaokulu Samsun’da tamamladı. 1970’te başladığı öğretmenliği 1979 yılına kadar sürdürdü. 24 Eylül 1980, 5 Kasım 1991 tarihleri arasında Almanya’da yaşadı.
Özellikle milliyetçi kesimin son derece beğendiği, o kesimin tutkuyla dinlediği gür sesli ozandır. Söylediği türküler akıcıdır. Türkülerinde Türk Milliyetçiliği vurgusunu açıkça belirten Ülkücü ozandır.
Ozan Arif Giresun`un Alucra İlçesi’ne bağlı şimdiki ismi ile Yükselen eski adı ile Hapu köyünde 10 Haziran 1949`da doğdu. Babası, yörenin sevilen simalarından Muharrem Çavuşun (Muharrem Şirin) oğlu Mehmet Bey, annesi Fatma hanım da, yine komşu köy Demirözü`nden aynı şekilde sevilen Gençağa Eşkünoğlu`nun kızıdır.
Babasının memuriyeti dolayısıyla, ilk ve ortaokulu Samsun`da bitirdikten sonra, hayli kalabalık olan ailesine kısa zamanda maddi yardım yapabilmek düşüncesiyle öğretmen okuluna başladı. 1969-1970 döneminde Ordu İli, Perşembe Erkek Öğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Okul süresi boyunca kışları okuyup, yazları rençberlik yapan bir öğrenci idi. İlk göreve başladığı okul, ailesinin bulunduğu Samsun`da Karaoyumca köyündeki ilkokuldur. Bir yıllık stajyerlik süresinden sonra, yine Samsun`da Devgeriş köyüne tayin oldu. 1972 yılında yine aynı köyde stajyerlik yapmakta olan ve ona ömrü boyunca en büyük desteği veren; Süheylâ hanımla evlendi. Devgeriş köyünde beş yılı öğretmenlik, dört yılı ise okul müdürlüğü olmak üzere, toplam dokuz yıl T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak kamu hizmeti vermiştir.