BİR KELEBEĞİN KANADINDA MUHTESEM BIR SANATI SEYRETTİNİZ Mİ HİÇ VEYAHUT BİR KUŞ TÜYÜNDE İSTANBUL TURU YAPTINIZ MI? MICRO ART SANATÇISI YUSUF ÇAKMAK ’IN FIRÇASINDAN ÇIKAN RENKLERLE YÜZLERCE OBJEDE İSTANBUL’U DOLAŞABİLİR, SEYREDEBİLİR KISACASI SANAT’A DOYABİLİRSİNİZ.
Küçüklüğünden beri renkle ve fırçayla tanışan Yusuf Çakmak , sanatını çağdaş bir gözle yorumlayarak, günlük hayatta karşılaştığımızda önemsemediğimiz objelere minyatür resimler çiziyor. Bir soğan zarına, incir çekirdeğine ya da eriyip gidebilecek bir çikolata tabletine Şehr-i İstanbul’u resmediyor. Bir insan neden incir çekirdeğine resim yapar ki diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Ben de büyük bir merakla bu soruların cevabını alabilmek için çaldım kapısını.
Eserlerinizin ortalama boyutları nedir? Ve bir eseri ortalama ne kadar sürede yapıyorsunuz?
Benim için tuvalin veya nesnenin boyutu ortadan kalkmış durumda. İncir çekirdeğine dahi resim yapıyorum. Bir resmin tamamlanması öyle pek fazla sürmüyor, odaklanma ve sabır ile ınce dokunuşlarla gerçekleştiriyorum.
Sabır önemli sanırım bu sanatta?
kesinlikle. Bir işi yapıyorsanız onu aşkla yapmalısınız yani aşk olmazsa gene olmaz. Zaman geçtikçe insan tecrübe kazanıyor ve olgunlaşıyor; olaylara sükûnetle bakabilen ve sabrın ne kadar kutsal bir kavram olduğunu öğreniyor ve bunu sanatımdan görebilirsiniz.
Minik eserler üretmeniz haricinde, sizin yaptığınız işin, kâğıt ya da bez tuvale resim yapmaktan farkı nedir?
Tuvale resim yaptığınızda, hatalarınızın telafisi mümkündür ama minik nesnelerde pek böyle olmaz. Bu eserlerde hata payı sıfır! Bu yüzden elinizdeki objeye çok yakından bakmanız, bir anlamda o nesnenin içine girmeniz gerekiyor.
Sanat dünyasının bu tür yeni fikirlere açık olmadığı yönünden yakınılıyor. Sizin görüşünüz nedir?
Bu gibi düşünceler hep oluyor, olmaya da devam edecektir. Ama bana sorarsanız, yapılan her yeni iş yeni bi bakış açısı da getirecektir. Yaptığım eserler tuval veya kağıt sınırlamasını ordadan kaldırıyor.
Yaptığınız eserler sıradışı, İçinizdeki bu sanatı nasıl keşfettiniz?
Yeteneğimi ilkokul sıralarında keşfettim. Akranlarım cin Ali resmi çizerken ben manzara resimleri yapardım. O yaşlarımda çizgiyi, renk aşkını yüreğime koydum ve bu günlere kadar geldim. Resim konusunda hiç eğitim almadım açıkçası… Deneme yanılma ve o yürekteki aşkla birlikte inanılmaz yerlere geldim,yani özgürce davrandım.
Ailenizde bu tür yetenekli başka biri var mı?
Ailede hiç böyle birisi yok geçmişte var mıdır bilmiyorum ama bendeki bu durumu Rabbimin verdiği bir yeti olarak görüyorum. Hepimize farklı yetiler verdiği gibi. Ben de en iyisine gidebilmek için mücadeleye devam ediyorum.
Neden normal tuval değilde; kuş tüyü, soğan zarı, fıstık fındık çekirdekleri?
Normal bir tuvale herkes iyi kötü bir resim yapabilir. Ama benim için normal bir tuval cok sıradan geliyor, ben sıradışının peşindeyim.
Günün hangi vakti size daha fazla ilham veriyor?
Aslında günün her vakti.. Okuduğum bir cümlede, toğrağın yüzeğinde aşkla açan bir çiçekte, bazen güneşin muazzam ışıltısında yada simsiyah bir gecede, çünkü bu nasıl baktığınızla ilintili. Kapkaranlık bir gecede o pırıltıdan ben bambaşka bir şey çıkartabilirim. Hissettirdiklerimle sıra dışı olduğumu düşünüyorum. Gece yarısı uyanıp resim yaptığım günlerim dahi var.
Resim dışında başka neyle uğraşıyorsunuz?
Öğretmenim. Öğretmenlik yapıyorum ve çok değerli pırlanta gibi öğrencilerim var, bu yönden çok şanslıyım. Mesleğimi severek yapıyorum.
Siz büyüteç kullanmadan resim yapıyorsunuz. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Çalışmalarımı görenlerin hayretle baktığı durumlardan biride bu, çünkü büyüteçle bakmakta dahi zorlanılan çalışmalara ben herhangi mikroskop veya büyüteç kullanmadan yapıyorum. Üstadımın dediği gibi; Allah (cc) bana hassas bir el, keskin bir göz ve kocaman bir yürek verdiğini düşünüyorum.
Yaptığınız bu eserleri hiç sergilediniz mi?
Evet. Eserlerimi sergiledim. Yaptıklarım eserler çok ilgi gördü. Eserlerime büyüteçlerle baktıklarında şaşkınlık ve hayretler içinde kaldılar.